Bilgi Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Vakfı,
Kur’anı anlamak için çaba sarf eden insanların oluşturduğu, 1993 yılından bu yana konferans, panel, sempozyum, ders, kurs, yayın ve benzeri faaliyetler yürüten bir sivil toplum kuruluşudur.
Vakfın yürüttüğü faaliyetlere ve yayımladığı yayınlara üst menüden ulaşabilirsiniz.
Aşağıdaki bilgiler Vakfın Mart 94 tarihli ve 1 sayılı bülteninden alınmıştır.
Vakfın Amacı
Vakfın amacı, İslamın doğru bir şekilde anlaşılmasına yardımcı olmaktır. Bu amaca ulaşmak için:
- Sosyal Bilimlerin her dalında araştırmalar yapmak ve yaptırmak, araştırma yapmak isteyenlere uygun ortamlar hazırlamak, araştırma enstitüleri kurmak, kütüphaneler tesis etmek, bilgi merkezleri ve arşivler oluşturmak.
- Yabancı ülkelerde faaliyet gösteren ilmi kuruluşlarla ilişkiler kurmak, İslami ve beşeri konularda ulusal ve uluslararası seminer, kongre, konferans, panel, sempozyum ve seminer gibi toplantılara katılmak ve bu tür toplantılar düzenlemek.
- Süreli ve süresiz yayınlar çıkarmak, ilmi konularda hazırlanmış eserlerin yayımını yapmak, kitap satış ve teşhir yerleri açmak.
- İslami ve beşeri ilimler alanında yazılmış yerli ve yabancı araştırmaları değerlendirmek, lüzum görülenleri Türkçeye tercüme ederek yayınlamak.
- Vakfın faaliyetlerini sürdürebilmek için ticari müesseseler kurmak veya mevcut olanlara iştirak etmek, kamu ve özel kuruluşlara faaliyet konusu ile ilgili doküman, fizibilite raporları ve projeler hazırlamak, programlar yapmak.”
Kuruluş Çalışmaları
İslami bilgilenmeye yönelik çalışmalar son 15-20 yılda belirginleşmiş ve bir ivme kazanmıştır. Ancak, bu süreç içerisinde Kur’an’m anlaşılması ve gündeme getirilmesi açısından kişisel çalışmaların dışında, istikrarlı ve kurumsal bir çalışma gerçekleştirilememiştir. Kişisel çalışmaların zaman içinde güçlenmesi ve yaygınlaşması neticesinde ise Kur’an son yılların gündemini oluşturan en önemli konu haline gelmiştir. Bu durum sonuçta; Kur’an konusunda çok çeşitli spekülasyonlar üretilmesine neden olmuştur.
Kur’ani çalışmaların belli bir zemine oturtulması artık bir zaruret haline gelmişti. İşte bu zarurete inanan bir ekip 1991 yılı başından itibaren Ankara’dan başlamak sureti ile, İstanbul, Bursa, Adana, Diyarbakır, Konya, Sivas, Balıkesir gibi illeri ve birçok ilçeyi tek tek dolaşarak aynı söylemi paylaşan insanlarla böyle bir ihtiyacın varlığını tartıştı. Kur’an’m anlaşılması çalışmaları yeni bir zemine ihtiyaç duyuyor muydu? Yoksa kendi zaafları mı onları bu noktaya getirmişti? Yaklaşık bir yıl süren bu gezi ve tartışmaların sonucunda ilgi alanı Kur’an olan ve kendilerine ulaşılabilen tüm dostlar tarafından, İslami alanlarda araştırmalar yapacak ve bu çalışmaları ilmi temellere oturtacak yeni zeminlere günümüz in-sanının mutlak ihtiyacı olduğu ve bu ihtiyacın uygun bir kuruluş çatısı altında giderilmesi gerektiği ifade edildi.
Daha sonra bu gerekliliğe inanan kardeşlerimizle Ankara’da düzenlenen toplantılarda bu merkezin faaliyet yapacağı alanlar tartışıldı. Kur’an, Hadis, İslam Tarihi ve Sosyal Bilimler olmak üzere dört ana konu üzerinde birimler oluşturularak çalışılması teklifi en çok rağbet gören teklif oldu. Buna göre;
- Kur’an ile ilgili her. türlü yazılı metinler bir araya getirilecek gerekli konular üzerinde yeniden araştırmalar yapılacak ve yaptırılması temin edilecek,
- Hadis, İslam Düşünce Tarihi ve Siyaset Tarihi ile ilgili çalışmalar bir araya getirilecek,
- Sosyal Bilimler dalında ise özellikle dünya Müslümanların problemlerine yönelik çalışmalar temin edilerek hizmete sunulacak,
- Belirtilen sahalarda yapılan çalışmaları ilgilenenlerin yararlanabileceği hale getirmek için bir kütüphane ve dokümantasyon merkezi oluşturulacaktı.
Bu kuruluş İslami araştırmalara öncülük edebileceği gibi, bu araştırmaları topluma ulaştırmak için seminer, konferans, panel ve sempozyum düzenlemek gibi sosyal etkinliklerde de bulunacaktı.
Toplantılarda bu olumlu neticenin alınmasından sonra 1991 yılı sonundan itibaren Kur’an’a hizmet etmeyi kutsal bir görev sayan ve büyük çoğunluğu dar gelirli yüz kişilik bir grup tarafından vakfın mal varlığının oluşturulması için maddi birikimler biraraya getirilmeye başlandı. Vakfın kuruluşu için resmi makamlarca istenen meblağa gerek nakdi, gerekse ayni olarak ulaşılınca Ankara’da tesbit edilen Müteşebbis Heyet tarafından Vakfın kuruluş çalışmaları başlatıldı… “Bilgi Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Vakfı”nın kuruluşu 3.11.1992 tarihinde Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından resmen tescil edildi.
Vakfın Açılışı
Bilgi Vakfının fiilen faaliyete geçebilmesi 9 Ocak 1993 Cumartesi günü düzenlenen bir açılış merasimi ile oldu. Bu vesile ile Ankara içi ve dışından gelen davetliler ve Vakıf üyesi kardeşlerimizle görüşmek, konuşmak ve tanışmak imkanı oldu.
10 Ocak Pazar günü, açılış programı çerçevesinde, Gaye Kültür Merkezinde sayın Hikmet Zeyveli’nin konuşmacı olarak katıldığı ve ilgili çevrelerce büyük bir ilgi ile izlenen ‘İslam’da Asgari Müşterekler: Prensipler, Sabitler, Değişkenler’ başlıklı bir konferans düzenlendi.
Konferansta bir sunuş konuşması yapan yönetim kurulu başkanı Mehmet Akif Ersin, Vakfın kuruluş çalışmalarına ve amaçlarına ilişkin bilgi vererek özetle şu noktalan vurguladı:
Günümüz dünyasında artık sloganlara yer yoktur. Bu gün müslümanlar gerek dahili, gerekse harici her zamankinden çok daha ciddi tehlikeler ve derin boyutlu sorunlarla karşı karşıyadır. Bu sorunlara klişeleşmiş ve muhtevası olmayan içi boş sloganlarla uygun karşılık vermiş olamayız. Bilakis emek isteyen, özveri isteyen, uzun soluklu çalışmalar yapmak ve topyekün hayatın her alanında mesajımızı doğru, makul ve anlaşılabilir bir biçimde sunmak zorundayız.
Ekonomik, politik veya askeri gücün yanında ve belki de onlardan önce bilgi birikiminin sağladığı üstünlük arlık inkar edilemez. Birçok alanda olduğu gibi, bu konuda da Müslümanların yeteri kadar çaba ortaya koymadıkları ortada. Genelde müslümanlar politik söylemin albenisi ve kolaycılığı içinde zor olanı küçümseme ve bu tür faaliyetleri gereksiz görme gibi bir tutum içine girebilmektedir. Oysa, Allah’ın rızasına uygun salih bir pratik için sahih bir bilgi önşarttır.
Bu bağlamda, müslümanların öncelikle iııançları konusunda sahih bir anlayışa sahip olmaları, bu inançlarını tarihsel bir perspektif içinde bir zemine oturtmaları zorunludur.
Bu iki unsuru tamamlayan bir diğer temel unsur da, müslümanların bugünde yaşıyor olduklarını unutmamaları gerektiğidir. Şu ana hitap etmeyen çalışmaların değeri olmayacaktır.
Bu ilkelerden hareketle kurulan Bilgi Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Vakfı, müslümanların bilgi birikimi konusundaki eksikliğini gidermeyi amaçlayarak, İslami ilimlerde özellikle Kur’an, Hadis ve İslam Düşünce ve Siyasi Tarihi ile bugünün dünyasında müslümanları ilgilendiren sosyal bilimler konularında araştırmalar yapmayı, bununla ilgili enstitüler kurmayı, bu konularda Türkçe ve yabancı dillerde yazılmış malzemeleri derleyerek bir tür bilgi bankası ve arşiv dokümantasyon merkezleri oluşturmayı, süreli ve süresiz yayınlar çıkarmayı, bu konularda akademik dersler düzenleyerek hem temel, hem de ileri düzeyde katılanlara bilgi vermeyi ve bu konularda derinleşmek isteyenlere yardımcı olmayı amaçlamaktadır.
Yayın Faaliyetleri
Vakfın amaçları içerisinde arşiv ve dokümantasyon merkezinin kurulması ve bunların ilim adamı ve araştırmacıların hizmetine sunulması gibi, bilginin biriktirilmesi; araştırma ve yayınlar biriminin işlevsel hale getirilmesi ile de bu bilgilerin bir şekilde hem erbabına hem de müslümanlara iletilmesi, genel olarak yayın faaliyetleri çerçevesinde yürütülmesi düşünülen etkinliklerdir.
Vakfın bu tür faaliyetlerinin salt ilim adamları arasında meydana gelen bir etkinlik boyutunda kalmayacağı / kalamayacağı, esas amacının da bu olmadığı burada belirtilmelidir. Vakfın faaliyetlerinin geniş kitleleri ilgilendiren toplumsal bir boyutunun olduğu gözden uzak tutulmamalıdır. Böyle bir durumda kitlelere ulaşmak için süreli veya süresiz yayın faaliyetlerinin önemi ortaya çıkmaktadır.
Araştırma birimlerince yürütülen çalışmalar ya belirli periyotlarda dergi, bülten gibi süreli yayınlarda ya da kitap, risale, rapor gibi süresiz yayınlarda değerlendirilecektir. Bunun yanında yabancı dillerde yazılmış dergi ve kitaplar sürekli takip edilecek ve Tüıkçeye kazandırılması uygun görülenler çevrilerek bu yayınlar içerisinde yer alacaklardır.
Burada bir hususun belirtilmesinde yarar vardır. İzlenebildiği kadarıyla Türkiye’de İslami kesimde tartışılan konulara ve bunların tartışılma düzeyine bakıldığında dünyadaki diğer müslüman topluluklardan geride kalmadığı, hatta seviye itibariyle daha üst düzeyde olduğu bile söylenebilir. Bu durumda, nasıl ki bir zamanlar, Türkiye’de yaşayan müslümanlar özellikle Arapça’dan yapılan belirli çeviriler sayesinde bir seviye kazandıysa, Türkiyeli müslüman alim ve düşünürlerin eserlerinin diğer müslüman toplulukların yaygın bir şekilde konuştukları Arapça, İngilizce gibi dillere çevrilmesi halinde, İslam Dünyasında şimdiye kadar tek taraflı olarak cereyan eden etkileşim iki taraflı olacak ve bir bütün olarak İslam Dünyası daha iyi bir seviyeye gelebilecektir. Bu nedenle, yayın faaliyetleri arasında Türkçeden başka bir dile çeviri ve bu bağlamda yurt dışındaki benzer kuruluşlarla ilişkiler önemli bir yer tutacaktır.
Yayın faaliyetleri açısından Vakıf, kendisini herhangi bir zaman sınırlaması içine sokmayı düşünmemekle beraber, gerekli hazırlıklara şimdiden başlayarak önümüzdeki dönemde yayın faaliyetlerine geçmeyi planlamaktır.
Diğer taraftan, her ne olursa olsun yayınlama değil, yayınlanmasında fayda umulan eserler belirli bir yayın politikası çerçevesinde yayınlanacaktır.
Bilgi Vakfı yayın politikası içerisinde çıkaracağı süreli ve süresiz yayınlarla belirli bir düzeyi hedeflemekte ve yayın hayatımıza önemli katkılar sağlamayı ummaktadır.